Dürrü’l-Fu’âd ve Şeyhü’l-İrşâd (2 Cilt, Takım)(İnceleme - Edisyon Kritikli Metin - İndeks)
Tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda hakkında herhangi bir bilgi tespit edemediğimiz Arapgirli Ali Baba Rûmî, 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başında Gaziantep, Maden ve Arapgir’de ömür sürmüş bir Kâdirî şeyhidir. Onun günümüze ulaşmayı başarabilen tek eseri Dürrü’l-Fu’âd ve Şeyhü’l-İrşâd’dır. Dürrü’l-Fu’âd, 9526 beyitlik bir mesnevi olmakla beraber bünyesinde çok sayıda müstakil manzumeyi ve çeşitli iktibasları da barındırıyor. Ali Baba Rûmî, tıpkı kendisine manevi peder addettiği Eşrofoğlu Rûmî gibi eserini ayetler, hadisler, kelâm-ı kibârlar, tarih, tabakât ve menakıb türünden kitaplardan yapılan alıntılarla bezeyerek muhatabını ikna etmeye çalışıyor. Söz aralarında söylediği münacat, naat, medh-i çehâr yâr, düvâz-deh imamân, medhiye türünden manzumelerle dervişanın kalbine cila vermeyi amaçlıyor. Silsile-nâme özelliği gösteren manzumelerinde pek çok tarikat pirini Abdülkâdir Geylânî ile irtibatlandırıyor.
Şair, bir yandan Kâdirîliğe ve tasavvufa yönelik hücumları bertaraf etmeye çabalarken diğer yandan tıpkı bir elmasın tozunu silercesine Abdülkâdir Geylânî’nin şahs-ı manevisini yüceltmeye gayret ediyor. Konuşma dilinin rahatlığıyla konudan konuya atlarken nasihat-amiz bir söyleyişi benimsiyor. Şiir sanatının kurallarına uyma hususunda titizlik göstermeyen Rûmî, daha ziyade muhtevanın aktarımına odaklanıyor. Onun manzumeleri, çoğu zaman estetik yönden kusurlar içerse de gücünü şairin inancından ve samimiyetinden alıyor. Sonuç olarak edebiyat, sosyoloji, tasavvuf ve tarikatlar tarihi gibi pek çok disiplin açısından bir vesika değeri taşıyan bu hacimli eser kültür tarihimizin karanlıkta kalmış kimi yönlerine ışık tutuyor.
- Açıklama
Tezkirelerde ve biyografik kaynaklarda hakkında herhangi bir bilgi tespit edemediğimiz Arapgirli Ali Baba Rûmî, 19. yüzyılın ikinci yarısı ile 20. yüzyılın başında Gaziantep, Maden ve Arapgir’de ömür sürmüş bir Kâdirî şeyhidir. Onun günümüze ulaşmayı başarabilen tek eseri Dürrü’l-Fu’âd ve Şeyhü’l-İrşâd’dır. Dürrü’l-Fu’âd, 9526 beyitlik bir mesnevi olmakla beraber bünyesinde çok sayıda müstakil manzumeyi ve çeşitli iktibasları da barındırıyor. Ali Baba Rûmî, tıpkı kendisine manevi peder addettiği Eşrofoğlu Rûmî gibi eserini ayetler, hadisler, kelâm-ı kibârlar, tarih, tabakât ve menakıb türünden kitaplardan yapılan alıntılarla bezeyerek muhatabını ikna etmeye çalışıyor. Söz aralarında söylediği münacat, naat, medh-i çehâr yâr, düvâz-deh imamân, medhiye türünden manzumelerle dervişanın kalbine cila vermeyi amaçlıyor. Silsile-nâme özelliği gösteren manzumelerinde pek çok tarikat pirini Abdülkâdir Geylânî ile irtibatlandırıyor.
Şair, bir yandan Kâdirîliğe ve tasavvufa yönelik hücumları bertaraf etmeye çabalarken diğer yandan tıpkı bir elmasın tozunu silercesine Abdülkâdir Geylânî’nin şahs-ı manevisini yüceltmeye gayret ediyor. Konuşma dilinin rahatlığıyla konudan konuya atlarken nasihat-amiz bir söyleyişi benimsiyor. Şiir sanatının kurallarına uyma hususunda titizlik göstermeyen Rûmî, daha ziyade muhtevanın aktarımına odaklanıyor. Onun manzumeleri, çoğu zaman estetik yönden kusurlar içerse de gücünü şairin inancından ve samimiyetinden alıyor. Sonuç olarak edebiyat, sosyoloji, tasavvuf ve tarikatlar tarihi gibi pek çok disiplin açısından bir vesika değeri taşıyan bu hacimli eser kültür tarihimizin karanlıkta kalmış kimi yönlerine ışık tutuyor.Stok Kodu:9786256063891Boyut:16,0 x 23,5 cmSayfa Sayısı:1416Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2024Kapak Türü:A. Bristol (Karton Kapaklı)Kağıt Türü:65 gr Holmen lüks kitap kağıdıDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
- Yayınevinin Diğer Kitapları