Mahmut Yesari [1895-1945]’nin asıl adı, Yesarizâde Mahmut Esat Hayrullah’tır. İstanbul Emirgan’da dünyaya gelir. Ünlü hattatlardan Yesarizâde Mustafa İzzet Efendi’nin torunu, Mülkiye kaymakamlığından emekli Miralay Fahrettin Bey’in oğludur. Burhan-ı Terakki Mekteb-i İbtidaisi’nde ve İstanbul Sultanisi’nde okur. 1914 yılında Sanayi-i Nefise Mektebi’ne girmiş olsa da I. Dünya Savaşı nedeniyle tahsili yarım kalır; ihtiyat zabiti [yedek subay] olarak Çanakkale Savaşı’nda bulunur. İstanbul’a döndükten sonra basın hayatına katılır. 1926 yılındaki 111 günlük memuriyetinin dışında, vefatına kadar kalemiyle geçimini sağlar. Mahmut Yesari’nin ayrılıkla sonuçlanan üç evliliği vardır. Son evliliğini yazar Cahit Uçuk [1909-2004]’la yapar. Tek çocuğu, ilk evliliğinden olan yazar ve oyuncu Afif Yesari [1922-1989]’dir. Mahmut Yesari, uzun yıllar verem illetiyle boğuşur. 1945 yılında bu hastalıktan Yakacık Sanatoryumu’nda hayata gözlerini yumar. Mahmut Yesari’nin edebiyat ve sanata ilgisi küçük yaşlarda başlar. İlk karikatürünü okul sıralarında, daha on üç yaşındayken M. Esat imzasıyla Gıdık gazetesinde yayınlar (1908). Rüştiye yıllarında Tefeyyüz adlı bir dergi çıkarır. I. Dünya Savaşı’ndan sonra İstanbul’a döndüğünde, yedi gün ayakta kalabilen Nizam gazetesinde çalışır. 1919 yılında, Fidan Zehra adlı bir perdelik komedisi, Nedim mecmuasında tefrika edilir ve kitap olarak basılır. 1923 yılında, Reşat Nuri Güntekin’le birlikte haftalık mizah mecmuası olan Kelebek’i yayın hayatına kazandırır. Bu mecmuada piyes çevirileri yapıp hikâyeler yazdığı gibi ilk romanı olan Bir Namus Meselesi’ni tefrika eder. Çoban Yıldızı (1925) adlı romanıyla üne kavuşur. Yazdığı ve daha sonra yazacağı edebî metinlerinde gerçek hayattan beslenir. Eserlerinde hayattan alınmış, gözlem ürünü olaylar, mekânlar ve şahıslar vardır. İkdam, Cumhuriyet, Akbaba, Amcabey, Yeni Mecmua, Yarım Ay, Yedigün, Yenigün, Perde ve Sahne, Modern Türkiye Mecmuası gibi yaşadığı devrin popüler pek çok gazete ve dergisinde hikâye, roman, tiyatro metinleri, fıkra ve hatıra türünde eserleri yayınlanır. Harap Yurt, Yarasalar, Hanımlar Terzihanesi, Kudret Helvası, Yekta Efendi Ailesi, Sürtük, Bay-Bayan ve Telli Turna gibi pek çok telif, tercüme ve adapte eseri de devrin ünlü oyuncuları tarafından İstanbul tiyatrolarında sahnelenir. Mahmut Yesari’nin gazete sayfalarında kalan deneme ve roman tefrikalarının yanı sıra, yüzlerce hikâyesi vardır. Ancak bu eserlerini kitap olarak derleyip yayınlamayı başaramamıştır. Hayattayken kitaplaşan eserleri ise şöyledir:
Romanları: Çobanyıldızı (1925), Çulluk (1927), Pervin Abla (1927), Ak Saçlı Genç Kız (1928), Bağrıyanık Ömer (1930), Kırlangıçlar (1930), Su Sinekleri (1932), Bahçemde Bir Gül Açtı (1932), Kalbimin Suçu (1932), Ölünün Gözleri (1933), Tipi Dindi (1933), Sevda İhtikârı (1934), Aşk Yarışı (1934), Bir Kadın Geçti (1934), Kanlı Sır (1935), Yakut Yüzük (1937), Dağ Rüzgarları (1939), Sağanak Altında (1943), Bir Aşk Uçurumu (1943), Gece Yürüyüşü (1944). Hikâyeleri: Geceleyin Sokaklar (1929), Yakacık Mektupları (1938).
[Bu metin hazırlanırken aşağıda künyeleri verilen kaynaklardan faydalanılmıştır: Cevdet Kudret, Edebiyatımızda Hikâye ve Roman II, Varlık Yay., İstanbul 1978; Şevket Toker, Romancı Yönüyle Mahmut Yesari, E. Ü. Edebiyat Fak. Yay., İzmir 1996; Recai Özcan, Mahmut Yesari Hayatı ve Hikâyeciliği, Kitabevi Yay., İstanbul 2014.]